
AKIŞ BİLİNCİ: AKIŞINA BIRAKARAK YAŞAMANIN ZİHNİNDE YARATTIĞI GÜÇ
Pozitif psikolojide akış, bir etkinliği gerçekleştiriyor olan kişinin enerjik bir şekilde odaklandığını, tamamen dahil olduğunu ve etkinlik süresince keyif aldığını hissederek kendini tamamen o etkinliğe verdiği zamanki zihinsel durumdur.
Csikszentmihályi (Çiksenmihayl)’ye göre, akış tamamen bir noktada toplanmış motivasyondur.
Akış, o anki duruma kararlı bir biçimde kendini vermedir. Ve belki de duyguları, uygulama ve öğrenmenin hizmetinde kullanmada en üst düzey bir deneyimi temsil etmektedir. Akışta, duygular yalnızca göreve eşlik etmekte ve yönlendirilmekte değil; olumlu, harekete geçirilmiş ve görevle bir bütün halindedir. Akış etkinlik dışında başka hiçbir şeyden -kişinin kendi ve duyguları da dahil olmak üzere- etkilenmeyerek etkinliğe yoğun bir şekilde odaklanma olarak tanımlansa da, akışın özü, bir görevi gerçekleştiriyorken kendiliğinden bir sevinç hissi, hatta kendinden geçme hissetmektir.(1)
Akışın Mekanizmaları
Her an için, bir bireyin erişebileceği çok fazla bilgi mevcuttur. Psikologlar bir bireyin belli bir zamanda ancak belli bir bilgi miktarına dikkatini yönlendirebileceğini ifade etmektedir. Csikszentmihályi(Çiksenmihayl)’in 2004 TED konuşmasına göre, bu sayı yaklaşık “saniyede 110 bit bilgi”dir.
Bu, kulağa çok fazla bilgi miktarı gibi gelmektedir ancak basit günlük görevler hatırı sayılır miktarda bilgi içermektedir. Yalnızca konuşmayı çözmek bile saniyede yaklaşık 60 bit bilgiye karşılık gelmektedir.(2)
Bu nedenle kişi konuşurken başka şeylere pek dikkat edememektedir. Genellikle (açlık ve acı gibi doğuştan gelen temel bedensel hisler haricinde) insanlar dikkatini neye yönlendirmek istediğini seçebilir.
Ancak, kişi akış durumu içerisindeyken, bilinçli bir şekilde öyle yapmaya karar vermese bile yalnızca tek bir göreve kendini vermiştir ve diğer bütün şeylerin farkındalığını kaybetmiştir: zaman, diğer insanlar, dikkat dağıtıcılar ve hatta temel bedensel ihtiyaçlar gibi. Bu, akış durumu içerisindeki kişinin tüm dikkatini elindeki göreve odakladığından başka şeylere ayırabilecek dikkati kalmadığı içindir.(3)
Hayatıma Nasıl Uygularım?
Guru Osho der ki “Hayat böyledir işte. Ona hazırlanamazsın, onun için hazır olamazsın. Güzelliği, mucizesi de budur, seni hep hazırlıksız yakalar; hep sürpriz yapar. Gözlerin varsa her anın bir sürpriz olduğunu ve önceden hazırlanmış hiçbir cevabın işe yaramayacağını görürsün.”
İşte hayatın bu temposu bilinmez inişleri, çıkışları karşısında yapılacak en iyi şey bu tempoya ritim tutmak olacaktır.
Herkes gibi siz de bir noktada herhangi bir akış durumunu deneyimlemiş olabilirsiniz; bedeniniz ve zihniniz arasında, dikkatinizin dağılması noktasının ötesinde, tamamen bir şeye kapıldığınız ve derinden odaklandığınız bir akışkanlık hissi…
Böyle bir anda zaman sanki yavaşlamış gibi geliyor. Bedeniniz kendini zihninize teslim ediyor ve böylece eylem ve farkındalık senkronize edildiğinden, elinizdeki görevle bir oluyorsunuz. Bazı insanlar bu duyguyu "bölgede olmak" olarak tanımlıyor. Bu akış durumudur ve ister fiziksel bir aktiviteyle, ister yaratıcı bir uğraşla, hatta basit bir günlük görevle meşgul olun, herkes tarafından erişilebilir.
Bölgeye Girmenin 3 Yolu
Bazıları için akış neredeyse doğal bir şekilde gelir. Mozart altı yaşında konser vermeye başladı. Picasso ilk şaheserini sekiz yaşında yaptı. Mozart ve Picasso gibi insanların meşgul olma becerisini bilinçli olarak geliştirmeleri gerekmiyor. Eldeki göreve tamamen odaklanma deneyimi, erken yaşlarda bir yaşam biçimi haline gelir.
Ancak çoğumuz için bu akış durumuna geçmek biraz daha pratik ve derinlemesine düşünmeyi gerektirir.
İlk adım, akış potansiyeli sunan aktiviteleri belirlemektir. İşyerinde veya evde hangi aktivitelerin sizin için akış durumuna yardımcı olabileceğini belirlemenize yardımcı olacak üç nokta:
-
Zorluk: İşler kolay olduğunda akışın ortaya çıkmadığını unutmayın. Aslında tam tersi. Akış, becerilerimizi ve yeteneklerimizi son sınırlarına kadar zorladığımızda ortaya çıkar.
Sizi zorlayan aktiviteler nelerdir?
-
Coşku: Akış ve ilgi eksikliği bir arada iyi gitmez. Yaptığınız aktiviteyi sevmek zorunda değilsiniz, ancak size en azından bir miktar keyif verecek bir şey seçmeniz size yardımcı olacaktır.
Yapmaktan keyif aldığınız görevler nelerdir?
-
Beceri: Akış belli bir düzeyde ustalık gerektirir. Piyanoda ilk şarkısını çalmayı öğrenen yeni başlayan birinin akışı deneyimleme olasılığı, yirmi yıllık deneyime sahip bir konser piyanistine göre daha düşüktür. Tam bir ustalığa ulaşmanız gerekmiyor, ancak yüksek düzeyde beceriye ulaşmak çok önemlidir.
En gelişmiş veya doğal becerileriniz nelerdir?(4)
Akışta Olmanın ve Akışa Adapte Olmanın Yolları ve Teknikleri
Akışta olduğunuzda, yaptığınız işe o kadar dalmış olursunuz ki çoğu zaman zamanın nasıl geçtiğini anlamazsınız veya dışarıdaki dikkat dağıtıcı şeyleri görmezden gelirsiniz. Akış durumu sırasında, elinizdeki göreve zahmetsizce odaklanma duygusunun kilidini açarsınız; sonuç olarak akışta olmak, enerji verici bir deneyim olabilir.(5)
İşte akışta kalmanın bazı yolları:
-
Rahat olun ve dikkatinizi dağıtacak şeyleri ortadan kaldırın . Aşırı gürültüyü bastırmak için kulaklık takın veya "bölgeye girmek" için dağınık bir masayı toplayın.
-
Kesintileri uzak tutun. Telefonunuzu kapatın, e-postalarınızı kapatın ve iş arkadaşlarınıza bir veya iki saat boyunca müsait olmayacağınızı bildirin.
-
Stresinizi yönetin. İşler biriktiğinde, telaşlanmak kolay olabilir. Gününüzün kontrolünü elinize almanıza yardımcı olması için Pomodoro Tekniği ve Timeboxing gibi zaman yönetimi araçlarını kullanın.
-
Düşüncelerinizi düzenleyin. Yapılacaklar listesi yazarak zihninizi endişelerden ve dikkat dağıtıcı şeylerden arındırın. Çoklu görevlerden kaçının. Sadece bir görevi yapmaya odaklanın ve onu gerçekten iyi yapın.
-
Pozitif düşünün! Olumsuz düşünceler yalnızca muhakeme yeteneğinizi bulanıklaştıracak ve dikkatinizi dağıtacaktır.(6)
KAYNAKÇA
-
Daniel Goleman (12 Eylül 1996).
Emotional Intelligence: Why It Can Matter More Than IQ. Bloomsbury. s. 91.
2.McGuinness, Mark. "Mihaly Csikszentmihályi – Does Creativity Make You Happy?". Lateral Access.
3.Csikszentmihályi, M. (1988), "The flow experience and its significance for human psychology", Csikszentmihályi, M. (Ed.), Optimal experience: psychological studies of flow in consciousness, Cambridge, UK: Cambridge University Press, ss. 15-35